ABD - ROUTE 66

Chicago Uluslararası Havalimanı’ndaki buluşmanın ardından araçlarımızı teslim alıyoruz ve otelimize geçiyoruz. Otelde 1-2 saat dinlendikten sonra Büyük Michigan Gölü etrafındaki en büyük ve en canlı kentte kısa bir gezi yapıyoruz. Sears Tower, Art Institue, Museum Campus, Navy Pier, Water Tower’ı gezdikten sonra bir zamanların ünlü Rock’n Roll McDonalds’ında akşam yemeğimizi alıyoruz.

Yemeğin ardından şehrin ünlü bar ve gece kulüplerine uğrayıp kente demirlemiş olan Blues ve jazz performanslarına şahit oluyoruz..

Sabah Route 66 başlıyor.

Sabah Route 66’daki uzun yolculuk hayallerimizin gerçeğe dönüyor ve yola çıkıyoruz.

Yolculuğumuz Chicago’daki tarihi Route 66 başlangıç işaretinden başlayacak. Pasifik Okyanusu kıyısına kadar sürecek maceramızın ilk kısmında Interstate 55 karayolu üzerinden ilerliyoruz. Yol boyunca yemek ve servis istasyonları bulabileceğiz.

Chicago’dan güneye doğru ilerlerken eski kamyon durağı McLean'ı göreceğiz. Ancak burada fazla oyalanmayacağız. Onun yerine Illinois'in kömür madenciliği alanına giriyoruz. Ardından Pontiac üzerinden Illinois eyaletinin başkenti Springfield'a varıyoruz ve otelimize yerleşiyoruz. Biraz dinlendikten sonra akşam yemeğine geçiyoruz. Yemeğin ardından Abraham Lincoln'ün Illinois’teki evini görmeye gideceğiz.

Bugün güneye doğru ilerlemeye devam ediyoruz. Tarih açısından zengin bir kasaba olan St.Louis'e giderken Missouri eyaletine de giriş yapmış olacağız.

Yol boyunca mola vermek için harika yerler olan bir dizi otoban kasabasından geçeceğiz. Bunların içinde ünlü Dixie kamyon durağını, otobanın Meryem Ana Heykeli’ni, Litchfield ve Ariston Kafe’yi es geçmemeliyiz.

Ayrıca Missisippi Nehri’ne giderken Meramec Mağaraları'nı ve Kayalar Zinciri Köprüsü’nü ziyaret etmek için biraz zaman ayıracağız.

Bugün yaptığımız 200km’lik yolculuğun sonunda Mississippi Nehri'nin Missouri Nehri ile buluştuğu eyalet olan Missouri’deyiz.

Otelimize yerleştikten sonra akşam saatlerinde Batı’ya Açılan Kapı’yı (Gateway Arch) görmeye gideceğiz.

Sonrasında kenti keşfetmeye devam edeceğiz. St. Louis Amerika Birleşik Devletleri’ndeki  en iyi canlı müziğe ve barbekü çeşitlerine ev sahipliği yapan yerlerden biridir.

Bugünkü yolculuğumuz yaklaşık 540km olduğu için biraz erken kalkacağız. İlk olarak isteğe bağlı olarak Gateway Arch ve Mississippi nehri etrafında bir sabah yürüyüşü yapacağız. Ardından Missouri tepelerine gitmek için şehri terkediyoruz. Filmlerde gördüğümüz dalgalı yollara gireceğiz. Yolda öğle yemeği için yine bir barbekücü bulacağız. (The middle of nowhere denebilecek bir yerde).

Gece 2011’de büyük bir kasırgadan kurtulan Joplin’de konaklıyoruz.

Kahvaltının ardından Joplin'den ayrılıyoruz, güzel manzaralar eşliğinde Oklahoma'ya batıya doğru yol almaya başlıyoruz ve bugün Eski Batı’da Kızılderili bölgesi olarak bilinen topraklara giriş yapacağız.

Önceleri güneydoğu eyaletlerinde yaşayan Beş Uygar Kabile (Five Civilized Tribes) 1860’larda bu bölgelere yerleştirildi. Bu halkların özelliği beyaz insanların yaşam tarzına uyum sağlamış olmalarıdır. Bölge halen büyük bir kızılderili nüfusuna sahiptir. Oklahoma kelimesi bu beş kabileden biri olan Choctaw’dan türemiştir.

Batıya doğru giderken El Reno'dan geçiyoruz ve Oklahoma City'ye ulaşıyoruz. Bu gece Route 66’ın kalbi olan bu bölgede konaklayacağız. Otele yerleşip bir dinlendikten sonra etrafı keşfedeceğiz ve mağazalar, restoranlar ve gece hayatı ile bilinen Bricktown Mahallesi’ne gideceğiz.

Sabah erken kalkıp Great Plains (Büyük Ovalar) denilen Kanada’nın güneyinden başlayıp Meksika sınırına kadar uzanan büyük geniş bozkır alana giriş yapacağız.

İlk olarak gerçek Teksas olarak adlandırılan Panhandle’a gideceğiz. Burası Teksas'ın nasıl görünmesi gerektiğine dair izlenimler edineceğiz.

Bir zamanlar buffaloların dolaştığı ve yerli halkların yaşadığı bölgelerden geçip Amarillo’ya ulaşıyoruz. Bölge doğal kaynakları sebebiyle 1870’lerden sonra aşırı değer kazanmıştır.

Amarillo kağıt üzerinde Oklahoma’nın geri kalanından kesilip Teksas’a eklenmiş gibi görünsede yaşam tarzı olarak Teksas’tan hiç bir fark göstermemektedir. Dünyanın en büyük sığır çiftliklerinden bir kaçına ev sahipliği yapan Amarillo adını güneş eyaletlerindeki bir çok yerleşim yeri gibi İspanyolca'dan almıştır ve sarı anlamına gelmektedir.

Akşam yemeği için Teksas’ın en iyi bifteğini yiyebileceğimiz "Big Texan Steakhouse”’a bir baskın düzenleyebiliriz.

Bugün Teksas’tan ayrılıyoruz ve Büyülü Topraklar olarak bilinen New Mexico’ya geçiyoruz. İlk olarak Cadillac Çiftliği olarak bilinen eksantrik ve renkli sanat alanına gidiyoruz. Ardından bir ayağı Teksas'ta diğeri New Mexico'da olacak şekilde durabileceğiniz son derece atmosferik hayalet kasaba Glen Rio'ya uğruyoruz.

Gezinin bu aşamasında 5. Eyalete girmiş oluyoruz ve önümüzde uğrayacağımız 3 eyalet kalıyor. Yolculuk Comanche Kızılderilileri topraklarında ve Albuquerque ile Amarillo arasında yer alan en büyük kasaba olan Tucumcari'ye kadar devam ediyor. Ardından New Mexico'nun merkezindeki High Plains'e ve Amerika Birleşik Devletleri'nin en eski ve en güzel şehirlerinden biri olan Santa Fe'nin hafif baş döndürücü rakımlarına doğru ilerliyoruz. Santa Fe’ye geldikten sonra Eski Şehir adı verilen (Old Town) bölgesini geziyoruz.

Bugün de batıya ilerleyişimizi sürdürüyoruz ve New Mexico’nun en büyük şehri Albuquerque gidiyoruz. Eyaletin nüfusunun üçte birine ev sahipliği yapan Albuquerque, New Mexico'nun kavşak noktasıdır. Ana doğu-batı karayolu ve demiryolunun hem güneydeki eski yolun hem de muhteşem Rio Grande’nin geçtiği bir noktada bulunmaktadır. Efsanevi su yolunda ilerlerken dik uçurum kenarları ile Navajo bölgesinin vahşi doğasının şekilleri ve renkleriyle karşılaşmaya hazır olun. Bugünkü yolculuğumuz

Grants ve Cibola Ulusal Ormanı üzerinden geçip ulaştığımız şirin Route 66 kasabası Gallup’ta sona eriyor. Burası eski bir demiryolu kasabası ve aynı zamanda eski bir Kızılderili yerleşim yeri. Otelimize yerleştikten sonra hemen dinlenmeye çekiliyoruz. Yarın yine uzun yollar bizi bekliyor.

Gallup'tan yaklaşık 30 dakikalık bir yolculukla 6. eyaletimiz olan Arizona’ya ulaşıyoruz. Ancak Petrified Forest Ulusal Parkı’ndaki Taşlaşmış Orman boyunca yapacağımız hayranlık uyandırıcı yolculuğun keyfini çıkarmak için hızımızı çok arttırmıyoruz ve yer yer molalar veriyoruz.

Renkli arazinin çoklu katmanları bizlere yabancı gelebilir. Ancak gördüğümüz şey aslında yüzyıllar boyunca erozyonla ortaya çıkan devasa ağaçlardan oluşan tarih öncesi bir ormanın fosilleşmiş halidir.

Arizona’ya girdikten sonra iki eski Route 66 kasabası olan Holbrook ve Winslow'dan geçeceğiz. Ardından Grand Canyon yakınlarındaki otelimize yerleşiyoruz. Ardından

Grand Canyon üzerinde günbatımı izlemek için otelden tekrar ayrılıyoruz ve manzaranın keyfini çıkarıyoruz.

Sabah kalktıktan sonra Route 66’dan çıkıp tekrar Dünya’nın 7 doğal harikasından biri olan Grand Canyon'a gidiyoruz. Muhteşem manzaraları yakalayıp durmak ve fotoğraf fırsatlarından en iyi şekilde yararlanmak için bolca zamanımız olacak. İlk olarak Hualapai Kızılderili bölgesini geziyoruz. Sonrasında 1400 metre yükseklikten muhteşem bir manzara eşliğinde Grand Canyon'u izleyerek öğle yemeği yiyoruz ve sonrasında kanyonu farklı noktalardan fotoğraflıyoruz.  Ardından yeniden Route 66’ya dönüp batıya doğru yola devam edeceğiz.ol üstünde Kingman, Peach Springs, Seligman, Hackberry gibi görülmesi gereken Route 66’nın ünlü kasabalarında duracağız. Sonrasında ABD’nin en önemli turistik merkezi olan, dünyanın en büyük otellerine de ev sahipliği yapan gecelerin şehri, eğlencenin başkenti Las Vegas’a varıyoruz. Şehre girer girmez otelimize yerleşiyoruz. Akşam Las Vegas Strip’te yürüyüş ve otellerin  görsel açık hava şovlarını izleme imkanı.

Sabah kalktıktan sonra Grand Canyon’u andıran, her yıl bir milyondan fazla ziyaretçi ağırlayan, oluşumu 400 milyon yıl öncesine dayanan Red Rock Canyon’unu gezeceğiz. Kanyondan ayrıldıktan sonra Las Vegas'a dönerken arzu edilirse Amerika’nın en büyük elektronik eşya zinciri olan Best Buy’a uğrayabiliriz.

Ardından meşhur Las Vegas Bulvarı'nı ve otelleri anlatan bir panoramik tur yapıyoruz. Sonrasında dileyenler havuza gidip yorgunluk atablir. Akşam Las Vegas’ın dünyaca ünlü şovlarına izlemek ve otelleri, casinoları gezmek için serbest zaman. Vegas’ta olan Vegas’ta kalır.

Bugün Los Angeles’a doğru yola çıkıyoruz ve Route 66’yı tamamlıyoruz. İlk olarak Las Vegas – Los Angeles arasında bulunan ve 1850 yılında 20 milyon dolarlık gümüş çıkarılmış ve daha sonra gümüşün piyasa değeri düşmesiyle terk edilmiş eski bir gümüş madeni kasabası olan hazin hikayeli Ghost Town hayalet kasabasını geziyoruz. Burada kendimizi eski kovboy filmlerinde gördüğümüz kasabada bulacağız ve fotoğraf makinelerimizi bol bol kullanacağız. Ardından Los Angeles’a doğru yola devam ediyoruz. Los Angeles’a giriş yaptıktan sonra hiç durmadan Santa Monica’daki bitiş noktasına gidiyoruz ve Route 66’yı bitiriyoruz. Ardından otelimize yerleşip dinleniyoruz. Sonrasında isteyenler Los Angeles’ta zaman geçirebilir, isteyenlerle de Universal Stüdyoları'na gidebiliriz. Disneyland’in en büyük rakibi olan bu parkta Amerikan rüyasının oluşmasında etkili olan filmlerin nasıl çekildiğini ve kahramanlarını yakından görme imkanı bulacaksınız.

Dünyaca ünlü yönetmen Steven Spielberg’in yaratımcı danışmanlığını yaptığı Universal Studios’un neden dünyanın 1 numaralı stüdyosu ve eğlence parkı olduğunu çok daha iyi anlayacaksınız. Fakat bu park sadece bir eğlence değil dünya sinema tarihinin ve teknolojisinin yüzyıla varan deneyiminin de bir ürünüdür. 40’ın üzerinde şov, film seti ve eğlence sizleri kendi içine çekip eğlendirmekle kalmayıp, nefeslerinizi keserek filmlerin içinde hissi yaşatacaktır. Universal Stüdyoları'ndan ayrıldıktan sonra otelimize dönüyoruz.

Sabah kahvaltısından sonra Los Angeles’i tanıtan bir tur yapacağız. İlk durağımız olan Beverly Hills’e geçiyoruz. Burada Los Angeles’in zenginlerinin evlerinin arasından geçip Beverly Hills’in meşhur sembolünü göreceğiz. Daha sonra ’’Pretty Woman’’ filminin çekildiği, dünyanın en lüks mağazalarının yer aldığı, meşhur Rodeo Drive’da kısa bir yürüyüş yapıp Elvis Presley ve John Lennon gibi yıldızların senelerce ikamet adresi olan Beverly Willshire Oteli'ni göreceğiz. Rodeo Drive’dan ayrıldıktan sonra ünlü Sunset Strip yolu üzerinden Hollywood Bulvarı'na geçiyoruz. Burada Oscar törenlerinin yapıldığı Kodak tiyatrosu (Yeni adıyla “Dolby Theater”), ünlü filmlerin galalarının yapıldığı Çin tiyatrosu, sinema ve müzik sanatçılarının el ve ayak izleri, ayrıca Şöhretler Yolu göreceğimiz yerler arasında. Buradan ayrıldıktan sonra aracımızla Hollywood tepesine tırmanıp şehrin simgesi olan Dev Harfleri fotoğraflama şansını bulacaksınız. Daha sonra Los Angeles şehrinin merkezi olarak bilinen Downtown’a gidiyoruz. Burada göreceğimiz yerler Olvera caddesi, Los Angeles şehrinin siluetini oluşturan gökdelenler ve şehrin ilk kurulduğunda oluşan tarihi merkezler. Tur bitiminde özel aracımızla bir çok film ve dizilerde yer almış, Los Angeles, Orange County ve Long Beach sehirlerinin sahil kentlerini gezmek üzere yola çıkıyoruz. Amerika’nın en yoğun ikinci limanı olan Long Beach’de, ünlü Queen Mary gemisini fotograflama şansımız olacak ve Indy Car yarışlarının yapıldığı pisti göreceğiz (Grand Prix of Long Beach). Huntington Beach’de sörfçüleri, Newport Beach, Seal Beach, Corona Del Mar’da ve Laguna Beach’de gezeceğiz. Sahil kentlerini gezdikten sonra akşam yemeği icin Santa Monica’ya gidiyoruz. Sokak sanatçılarının gösterileriyle dolu ışıl ışıl Santa Monica’da bulunan şık kafelerde bir şeyler içerek yorgunluğunuzu atabilir, akşam yemeğinizi bu güzel yerde bulunan restoranlardan birinde alabilirsiniz. 

Kahvaltıdan sonra Pasifik Okyanusu sahilinden Amerika-Meksika sınırında bulunan ve Amerika’nın en güzel şehri ünvanlı San Diego’ya doğru yola çıkıyoruz. Varışta ilk durağımız outlet mağazaları olacak. Burada son alışverişimizi tamamladıktan sonra okyanusun kıyısında çok şirin kafelerin ve hediyelik eşyalar satan dükkanların bulunduğu Sea Port Village, Tom Cruise’lu Top Gun filminin çekildiği Midway uçak gemisi, İspanyolların köle ticaretinde kullanmış olduğu Star of India gemisi, Downtown’ın kalbi olarak anılan ve San Diego’nun sembolü haline gelmiş Gaslamp Quarter görülecek. Sonra Kaliforniya’nın doğum yeri olarak bilinen 1800’lü yılların mimarisine sahip Old Town’a gidiyoruz. Akşam yemeğimizi de burada birbirinden renkli ve güzel Meksika restoranlarından birinde aldıktan sonra İtalyanların yaşadığı ve İtalyan mimari özelliklerinin hakim olduğu Little Italy’i gezip otelimize gidiyoruz.

Sabah kahvaltısından sonra San Diego şehrini gezmeye devam ediyoruz. İlk durağımız fokları ve plajlarıyla ünlü La Jolla. Bir sonraki durağımız ise San Diego’nun zenginlerinin yaşadığı, içinde Marilyn Monroe’nin ünlü “Bazıları Sıcak Sever” filminin de çekildiği ve Amerika’daki en büyük tek parça ahşap yapısı olan 125 yıllık Hotel Del Coronado’nun içinde bulunduğu Coronado adası. Burada San Diego şehrinin silüetini en güzel fotoğraflayabileceğiniz bir yerde mola vereceğiz. Ardından Los Angeles Havaalanı’na doğru yola çıkıyoruz ve araçlarımızı teslim ediyoruz. Ardından uçuş işlemleri için alana giriyoruz ve bir başka BUKLATUR gezisinde buluşmak üzere vedalaşıyoruz.